Kış geldi soğuklar içimize işlemeye başladı.Bu da demek oluyor bir an önce soğuktan kaçıp sıcacık ofislerimize sığınacağız ve hastalıklara davetiye çıkarmış olacağız.Peki ne yapsak da hastalık mevsiminden etkilenmesek? İşte ve ofis ortamında bulaş riskini önleyen ve bağışıklığı güçlendiren birkaç ipucu sizin için geliyor..
2020 yılı öncesi kışın grip vakaları gündemimizdeyken pandemi sonrası grip türevi bilmediğimiz salgın hastalıklarla da yüzyüzyüzeyiz.Maske takmak ve mesafe birincil önlem olsa da kapalı ofis ortamlarında devamlı maske ve mesafeönlemleri pek sürdürülebilir değil.İyi haber şu ki basit ama etkili önerilerle hastalıklarla arayı açabiliriz.Gelin bir göz atalım;
Soğuk diye temiz havadan kaçmayın:Havalar buz gibi ve bir an önce ofis ortamına gitmek tabiki cazip gelecek.Ama yapılan araştırmalar gösteriyor ki kış mikropları en çok kalabalık sağlıksız ofis ortamlarını seviyor.Bu nedenle belli aralıklarla muhakkak odanızı havalandırın, klima kullanıyorsanız temizliğini ihmal etmeyin.
Takas yapın:Kahvenizi yudumlarken iş yapma fikri kulağa güzel gelse de en azından kış ayları için kahve,çay yerine ıhlamur, zencefil, doğal bitki çayları tercih etmek bağışıklık için önemli bir değiş tokuş olacaktır. Kafeini azalttığınız için iş hayatının gerginliğinden de kurulmanız bu takasın bonusu.
Bilinçli beslenmeyi alışkanlık haline getirin:Besinlere sihirli besin gözüyle bakıp onlarca porsiyon belli grup gıdaları almak yerine vitamin açısından zengin besinleri sizi yormadan enerji verecek glisemik endeksi yüksek tahıllarla birleştirin.dengeli beslenme için attığınız adımlar size güçlü bağışıklık olarak geri dönecektir.
Yardımcıların gücünü hafife almayın:Hem D hem C vitamini bağışıklık düzeyinizi doğrudan belirler.Vücutlarımızın korona sürecinde takviye gıdalarla güçlü birer savaşçı olduğunu hepimiz gördük.Eğer herhangi bir sağlık engeli bulunmuyorsa özellikle doğal içerikli propolis, bitki özleri D,C A ve K vitaminleri almak bize büyük fayda sağlayacaktır.
Vücudunuzu dinleyin:Ofis ortamlarının kuru ve alerjik doğası farketmeden faranjit,bronşit gibi solunum yolu hastalıklarına zemin hazırlıyor.Bu tarz şikayetleriniz olmasa bile ortamın nemini dengeleyecek küçük buhar makineleri kullanmak ortamın hava kalitesini artıracaktır.Biliyoruz kışın su içmek biraz aksatılıyor.Ama yanınızda bir bardak su bulundurup yudum yudum tüketmeniz boğazınızı tahrişlerden de koruyacaktır.
Hijyeni es geçmeyin:Ortak kullanılan telefon,tablet,fotokopi makinası, laptop gibi araçların yüzeylerini belli rutinlerle temizlemek hastalıkların bulaşma riskini büyük ölçüde azalacaktır. Kişisel olarak da ellerimizi bu tarz araçlarla temas sonrası yıkamak hem koruyucu hem de kendimizi güvende hissettirici olacaktır.
Son olarak kış ayları hastalık ayları desek de gözümüz korkmasın küçük adımlarla hayat kalitemizi artırabilir ve lapa lapa yağan karların keyfini çıkarabiliriz belki de :)
